24 Şubat 2013 Pazar

KEMAL KILIÇDAROĞLU  -  C.H.P.si
(24 Şubat 2013)
                CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu ile biraz dertleşmemiz lazım. Şimdi denilecek ki, senin üstüne vazife mi? Sana ne elalemin genel başkanı ile dertleşmek? Bunları sabırla dinleyeceğim. Ancak CHP’nin genel başkanı beni çok ilgilendiriyor. Cumhuriyetin kurucu partisi, 1960’lı yıllardan itibaren kendisini sosyal demokrat olarak tanıtmış bir siyasi parti. Ayrıca rahmetli babamın (hüviyetini hala çekmecemde, gözlüğü, çakmağı, saati ile birlikte sakladığım ve sık sık onları izlediğim ve her seferinde içimde bir burukluk hissettiğim) üyesi olduğu bununla da gurur duyduğu bir örgüt.
                 Üniversite yıllarından beri CHP”nin sosyal demokrat olmadığını tespit etmiştim. Rahmetli Ecevit zamanında bile parti kadrolarına çöreklenmiş oldukça fazla nasyonalist, feodal ve sosyal demokrasi ile uzak-yakın ilişkisi olmayan zevatın partiyi nasıl yönettiklerine tanıklık etmişliğimiz var. Parti sosyal demokrat sloganları ile ve Ecevit’in karizması sonucu 1970”li yıllarda % 40 oy oranına bile kavuşmuştu. O zamanlar dahi kadrolarında Turan Feyzioğlu’ların, Kemal Satır’ların, Ferit Melen’lerin, Nihat Erim’lerin ve benzer şahsiyetlerin bulunduğu ve de yönetici kadrolarında yer aldığı bu siyasi partinin sosyal demokrat siyaseti takip edemeyeceğini anlamıştım. Yine de içimde bir ukde vardı. Acaba toparlar, belli bir çizgiye bir gün gelirler mi, diye düşünüyordum. Hatta bir ara rahmetli Erdal İnönü’nün genel başkanlığı döneminde daha da ümitlenmiştim. Orada da kadrolar eskisi gibi kaldı. Ancak parmakla sayılacak kadar az da olsa sosyal demokrat düşünceli kişiler kadroda oldular. Aynen şimdiki gibi. Hatta, şimdi bayağı iyi. Sayın Kılıçdaroğlu ile birlikte partide sosyal demokratlar ağırlık kazandılar.
                2011 genel seçimlerinden sonra bayağı ümitlenmiştim. Sosyal demokrat bir kişiliğiniz olduğundan şüphe etmiyorum. Yönetim kadrosundaki sosyal demokrat ağırlığı da görüyorum. Heyhat, peki bu zafiyet neden kaynaklanıyor? Meclis gurubunuzun hali hiç de parti meclisinizi yansıtmıyor. İçeride hakiki anlamda siyasi görüş ayrılığı mı var? Yoksa affedersiniz amma kayıkçı kavgası mı yaşanıyor? Bunu bizlerin bilmesi lazım.
                 Sayın Kılıçdaroğlu, yakın bir tarihte siyaset meydanındaki röportajınızı izledim. Bir yerinde ulusalcılıkla milliyetçiliğin aynı kavramlar olduğunu açıkladınız. Doğru ve isabetli açıklama. Hiç olmazsa kavram kargaşasını önlemiş oldunuz. Partinizdeki ulusalcı kesim, kendilerinin milliyetçi değil, ulusalcı olduklarını savunuyorlar. Bu açıklamanız ile bir demagojiye umarım son verilmiş olur. Ancak yine parti sözcüleri ve siz de dahil olmak üzere, varsaydığınıza göre milliyetçilik kavramının klasik anlamda olmadığı, Atatürk milliyetçiliğini kapsadığı; orda da Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin toprakları üstünde yaşayan herkesin Türk olarak kabul edildiği görüşü hakim. Ancak, Türklük sıfatının belli bir etnisiteyi içerdiği de izahtan varestedir.  Günün şartlarına göre (1924-1925 ve devam eden yıl ve olayları hatırlayalım) CHP’nin umdeleri arasında olan milliyetçilik bu kavram dolayısıyla pek birleştirici bir unsur olmamıştır ve buna ülkemiz Kürtlerinin itirazı vardır. 90 yıllık bu dayatma ve asimile politikası tutmadığı gibi çok da tepki çekmektedir. Bunda ısrar etmenin ülkeye ve halklarına bir fayda sağlamayacağı, aksine çekişme yarattığı ve ısrarın da tekrar yaratacağı bellidir. Lütfen bu nazik konuyu biraz daha düşünmenizi dilerim. Halkçılık umdesi bizim neyimize yetmez?
                Küçük bir ayrıntıdan daha söz etmem gerekiyor. Ali Kırca ile konuşurken ulusalcılık ve yurtseverliğin aynı şeyler olduğunu söylediniz. Aynı mefhumlar değiller amma, size olan sevgi ve saygımızdan, aynı olduğunu kabul edersek ben ve benim gibi düşünen sosyalistler, demokratlar hakikaten yurtseveriz ve bu tarafımızla gurur duyarız.
                Bilmem acaba birazcık olsun düşündüklerimi anlatabildim mi?
                Sizi, partinize ve başarı dilekleriyle halkımıza emanet ediyorum.
Av. KEMAL BİNGÖLLÜ
kemal.bingollu@gmail.com

2 yorum:

  1. sayın genel başkanım kemal kılıuçtaroglu bir sucukta istanbulda dagıstanız yada siz başbakana devredin parasını verin o dagıtır kayseriyi kıskandık dogrusu bu sefer büyük sallayında 50 ton sucuk ancak yeter malum istanbul kayseriden büyük :))

    YanıtlaSil
  2. BEN SİZ LİDERLERE ŞUNU TAVSİYE EDİYORUM BAŞBAKANIMIZ VE 2 MUALEFET PARTİSİ BAŞKANLARIMIZ
    RECEP TYAİP ERDOGAN SAYIN KILIÇTAROGLU SAYIN BAHÇELİ ÜÇÜNÜZ BİRLİKTE HALKA GİDİN BİR SANAL OYLAMA YAPILSIN BAKALIM HALK DEVLETİNİ KİME EMANET EDECEK ŞUNU UNUTMAYINKİ BU HALK AKP DEN DAHA ÜSTÜN BİR PARTİ GÖRMEDİKCE TAYİP ERDOGANGİBİ BİR BAŞBAKAN GELMEDİKCE ASLA AKP DEN BAŞKASINI İKTİDARA GETİRMEZ

    YanıtlaSil